Haber

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk Diyanet’in 10 Kasım Cuma Hutbesinde Yer Almadı

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bugün tüm camilerde okunacak cuma hutbesinde; Ülkenin dört bir yanında anma törenleri düzenlenen Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Büyük Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’e yer verilmedi. Şehitlere şükran duygularının dile getirildiği ve Atatürk’ün adı geçmeyen hutbede; “Nitekim şanlı ecdadımız, aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimiz bu sorumluluk duygusuyla çalışarak bu toprakların vatan olması için her türlü gayreti göstermişlerdir. Nice başarılara imza atmışlardır. Her birini rahmetle anıyoruz. ve şükran” dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 10 Kasım 2023 Cuma hutbesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e yer vermedi. Hutbe şöyle:

“Peygamberimiz (s.a.v.) bütün insanlığı tek Allah’a inanmaya ve yalnızca O’na kul olmaya çağırmıştır. Mekkeli müşrikler onun davetini kabul etmemişler. Hatta ona karşı çıkmışlar, ona düşman olmuşlar. Onu her şeye layık görmüşlerdir. Her türlü zulüm ve zulmü… Resûlullah (s.a.v.) hiçbir zaman davasından vazgeçmedi. İmanını, kararlılığını ve mücadelesini asla kaybetmedi. Çünkü bir amacı vardı. O amaç, yeryüzünün en değerli varlığı olan insana hatırlatmaktı. yalnız bırakılmadıklarını ve sorumluluklarının olduğunu ifade etti.

Bugün Müslümanların yaşadığı acıların temel nedeni, inandıkları dava uğruna gerekli kararlılığı ve çabayı gösterememeleridir. Bu amaçla ahlaklı, dürüst, ilkeli ve disiplinli çalışma alışkanlıklarına gereken önemi vermemektedirler. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır: “Sizden birinizin işini en güzel şekilde yapmasından Cenâb-ı Hak da razı olur.”

Sevgili Peygamberimiz (sav)’in ümmeti olarak üzerimize düşen görev, İslam davası uğruna kararlı ve gayretli bir mümin olmaktır. Azim, İslam’ın hayat veren mesajlarına bağlı kalma kararlılığıdır. Samimi bir niyetle, uygun ve hoş olana ulaşmayı istemektir. Bütün sıkıntılara rağmen morali yüksek, umudu canlı tutabilme iradesidir. Mücadele, belirlenenleri hayata aktarma çabasıdır. Maddi ve manevi tüm sebepleri kucakladıktan sonra hedefe sabırla yürümek demektir. Daima iyiliği ve iyiliği yaymak için çabalamaktır. Korkunçların kötülüklerine rağmen güzel kalabilmek ve galip gelebilmektir. Zalimlerin zulmüne rağmen haktan ve hakikatten sapmamak demektir. Bu yolda hiçbir zaman cesaretimiz kırılmamalı, zayıflık göstermemeliyiz.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “Allah, gaflet ve gevşekliği sevmez.” Bu nedenle Müslüman, hayatının hiçbir anında gevşeklik ve rehavet göstermez. Çabalarından vazgeçmez ve vazgeçmez. İhmal, dikkatsizlik ve ilgisizlik mümine yakışmaz. Müslüman tembellikten uzaktır. Çalışmadan kazanamayacağını, emek vermeden, ter dökmeden başarıya ulaşamayacağını bilir.

Peygamber Efendimiz (sav)’in dualarından biri şudur: ‘Allah’ım! ‘Zayıflıktan ve tembellikten sana sığınırım.’ Tüm kalbimle ‘Amin!’ diyorum. onun duasına. İnananlar olarak kararlılığı ve çabayı benimseyecek, insanlığı haksızlık ve zulümden kurtaracak olan bizleriz. İnancımızdan aldığımız güçle insanlığın huzur ve sükuneti için çalışacak olan bizleriz. Kararlılığımız ve çabamızla başta Filistin’deki kardeşlerimiz olmak üzere tüm mazlum halklar sevinecek; üzüntü yerini sevince bırakacaktır. Çünkü inancımız bize bu görevi yüklemektedir; İnsanlık bizden şunu bekliyor; Tarihimiz bizi buna davet ediyor.

Peki Sevgili Kardeşlerim! İlim, irfan ve bilimin ışığında çalışmalarımızı hızlandıralım. Dünyanın yeniden inşası ve güvenli bir geleceğin inşası için üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirelim. Yaptığımız her şeyin hakkını verelim; En sağlam, en doğru, en keyifli işi yapmaya gayret edelim. Nitekim böyle bir sorumluluk duygusuyla çalışan büyük ecdadımız, aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimiz bu toprakların vatan olması için her türlü çabayı sarfetmişlerdir. Birçok başarıya imza attılar. Her birini rahmet ve minnetle anıyoruz. Mekanları cennet olsun, dereceleri yüksek olsun. Unutmayalım ki Rabbimiz azim ve gayretle çalışan hiçbir kulunun emeğini boşa çıkarmayacaktır. Hutbemi Kehf süresi otuzuncu ayetinin anlamı ile bitiriyorum: ‘İman edip dünya ve ahiret için salih ameller işleyenler, bilsinler ki, Biz salih amel işleyenlerin mükâfatını asla zayi etmeyiz.’

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu